2 Eylül 2008 Salı

Kahve Hakkındaki Gerçekler!




Kahve yararlı bir içecek mi yoksa zararlı mı? Yoksa ikisi de değil mi?
Pek çok bilim insanının kafasını kurcalayan soruların başında kahvedeki etken maddelerin çeşitli hastalıklarla ama özellikle kanserle alakalı olup olmadığı. Yurtdışında bu konuda onlarca araştırma yapıldığı ve her sene farklı bir sonucun bir öncekini ‘değillediğini’ artık görüyoruz


“Kahve kansere yol açıyormuş!” argümanı çoktan çürütüldü. (Yok artık daha neler yani, insanoğlu 500 senedir kahve içiyor.) Amerikan menşeli New york Times’ da bu konuyu, kahvenin kafada yarattığı soru işaretlerini mercek altına alan bir yazı yayınlandı yakın zamanda. Orjinali şu adreste bulabileceğiniz JANE E. BRODY tarafından “kişisel sağlık” köşesinde kaleme alınan yazı özetle şöyle diyor: Kahve kesinlikle masum!

Bütün o böbrek, pankreas, karaciğer ve göğüs kanseri riski safsatalarını çöpe atın. Zira, hepsi birer mitten ibaret. Aynı şekilde, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ya da kalp krizi riskini de unutun. Zira, yanı başında, küllüğünüzde ona eşlik eden sigaranın kanser yaptığı çoktan anlaşıldı, kupadaki kahvenin değil! Ayrıca bir kupaya 2 tatlı kaşığı süt koyduğunuz sürece, zaten arasında çok zayıf bir bağ olan kafein-kemik erimesi şüphesini de ortadan kaldırabilirsiniz.

Kadınlar için tek problem: evet, kahve düzenli tüketildiğinde ve eğer sporla ve fiziksel aktiviteyle dengelenmezse, kilo alıyorsunuz. Fakat spor yapmadığınız sürece marul dışında ne yerseniz yiyin size zaten fazla kalori olarak geri döndüğünden, burada da faturayı günde 3 bardak kahveye kesmenizin çok da anlamı yok. Kahveye attığınız şekerden vazgeçerseniz ve asansör yerine merdivenleri kullanırsanız bu etkiyi de kendi iradenizle bertaraf edebilirsiniz.

Öte yandan yararları için ne diyor NY Times’ta yayınlanan bu metin? (valla o kadar çok sevdim ki siteye manifesto bile yapabilirim)

Kafein etken maddesi ruh halinizi olumlu yönde değiştirir, zihninizi açar ve fiziksel performansınıza güç katar. İtirazı olan birinin çıkacağını sanmıyorum.
Her 200mg. tüketen denekler kendilerini daha iyi, daha mutlu, enerji dolu hissettiklerini ifade etmişler. Aferin onlara. Ayrıca kendilerinde bir farklılık ve sosyal açıdan canlanma olmuş. Kutluyoruz.

Uyku saatleri kısıtlı olan milyonlarca Amerikalı, kahvenin insana kattığı zihin açıcı özelliği ve karmaşık konuları çözmekte performans artırıcı yönüne kelimenin tam anlamıyla muhtaçlar! Bugüne bugün 8 saat uyumanın zorunluluk değil, zaman kaybı ve hatta aptallık olduğu cümle aleme ilan edilmişken; değil 24 saat, 72 saat olsa bir gün bana ancak yetecekken kahve uykumu açmasa size bu satırları zor yazardım. Aha da bu kadar net.

Dahası kafein jimnastik hareketlerinde dayanıklılığı ve performansı artırıyormuş ya, bunu ispatlayan bilim insanının ellerinden öpmek istiyorum. Fiziksel aktivitede karbonhidrat yerine yağları yakması buna cevap olarak sunulmuş. Her geçen gün yeni ve daha güzel şeyler öğreniyorum dostum hakkında.

Kafeinsiz kahve içenlere oranla kafeinli kahve içenlerin Parkinson hastalığına yakalanma riski de %30 oranın daha düşükmüş. Kafeinsiz kahvecilere duyurulur efenim.
Etken maddesi içinden çıkartılmış içecek mi olur ya?

Günde 4 ila 6 kupa arası kahve tüketenlerinse tip2 diyabet hastalığına yakalanma riski hiç kahve içmeyenlere oranla %28 daha düşükmüş.

Kahvenin olabilecek tek olumsuz etkisi aşırıya kaçtığınızda mide yanması ve ters tepen sinirlilik hali olarak gösteriliyor.

Bu listeden anlaşılacağı üzere, evde en sağlıklı insan an itibariyle benim.
Daha önce bir litre filtre kahve içerken yazdığım "Kahveden Öldü" başlıklı öykücük de böylece tam bir kurmaca olarak tarihteki yerini aldı. Neymiş? Kahveden ölünmez arkadaşım!

Bütün o Amerikan filmlerinde de elinden sıcak kahveyi düşürmeyen kent soylu polis, doktor, özel dedektik, avukat rollerine; yol üstündeki kafeye çekip, ilk sipraişini kahve olarak veren tüm kanun kaçaklarına, hatta onlar daha siparişini vermeden elinde o asfalt kahve sürahisiyle (!) gelip "Kahve alır mısın?" sorusunu yönelten yol üstü kahvaltıcıların garson kızlarına burdan el sallıyorum, selam ediyorum.

Bir başka kahveli yazıda görüşmek üzere efenim.

Haber kaynağı: NY Times 5 Agustos 2008 tarihli "Health" köşesinde yer alan haber.
Kısa yolu: http://getir.net/6me

Hiç yorum yok: